Musa Anter cinayeti davasına bitmeme edildi

Yazar Musa Anter’in 1992’da öldürülmesi ve YANLIŞSIZ Fırka MKYK Üyesi Orhan Miroğlu’nun yaralanmasına ilişik ara sıra eylemlerden mesul tutulan “Yeşil” kod ünlü Mahmut Saika’ın bile beyninde olduğu 18 maznun hakkındaki davanın görülmesine bitmeme edildi.

Ankara 6. Alçak Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya sanıklar katılmazken, Musa Anter’in oğlu müdahil Dicle Anter ve sanık ve müdahil avukatları ile HDP ve CHP’li bazı milletvekilleri salonda amade bulundu.

Mahkeme Başkanı, sav dosyasına mevrut evrak okuduktan bilahare taraflara meze verdi.

Söz alan Dicle Anter, duruşmanın ince yıllardır devam ettiğini fakat gelişigüzel sonuç alınamadığını belirterek, “Hamit Sebep 5 sene vakfedilmiş kaldı, tahliye edildi. Yıllar geçti, bugünlere geldik. Musa Anter cinayeti, 20 Eylül’dahi antlaşma aşımına uğrayacak. Ama âdemiyet suçlarında müruruzaman olmaz, cinayetin aydınlatılması amacıyla mücadelemiz bitmeme edecek.” ifadelerini kullandı.

Anter, “Dönüş değişse da türe yerini bulacak mı bilmiyoruz zira şu anki muhalefet içre de o dönemin yetkilileri var. Bu davanın peşini bırakmayacağız, biz olmasak ati nesiller bırakmayacak.” diyerek konuştu.

Anter’in avukatı Öztürk Türkdoğan de davanın “süre aşımı” nedeniyle bitirilmesinden kambur duyduğunu, dosyanın “insanlığa cebin işlenen suç” kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini ve süreden muaf tutulması gerektiğini savundu.

Türkdoğan, şunları söyledi:

“12 Teşrinievvel 1995’teki Divan Faili Müşevveş Cinayetleri Araştırma Komisyonu’nda, alelhusus Anter cinayetine değiniliyor ve ‘toplumun benzeri kesimine utanmak salma suçunun işlediği’ tabir ediliyor. Bu yanlışlık, 1995’te itiraf edilmiş oluyor. Ama bu raporun gereği adına getirilmedi. İnsan hakları örgütlerinin, ailelerin çabalarıyla bu davalar açtırıldı. Ancak şimdi dahi zaman aşımı sorunuyla karşı karşıyayız. Tığ hakikatin açığa çıkmasını istiyoruz. Menfi halde davayı kapatmanız bakir ihlaller yaratacaktır ve bu sorun tek bitmeyecek, ikinci sulp bu davayı izlemeye devam edecek. Gerçeği mahkemeniz açığa çıkaracak.”

Dosyanın ahit aşımından hava düşmesine alın davanın ayrılıp yıpranmamış bir ana numarası verilip yargılamaya bitmeme edilmesi gerektiğini savunan Türkdoğan, firari sanıklardan Ermiş Turan’ın (Abdülkadir Aygan) ifadesinin alındıktan sonraları karar verilmesini kâm etti.

Müşteki Orhan Miroğlu’nun avukatı Serhat Menzilcioğlu de dosyanın “insanlığa cebin işlenen suçlar” kategorisinde değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.

Menzilcioğlu, ahit aşımının uygulanmaması gerektiğini belirterek, ” İsveç’ten iadesi maksut firari sanık Muazzez Turan dinlenmeden değişmeyen verilmemeli. Müvekkilimin davayla ilgilenmediği söyleniyor. Müvekkilim kimse bu davayla ilgilenmezken 100’den fazla uslu insandan imza toplayıp şikayette bulundu. Tığ temas davayı yakından izliyoruz.” ifadelerini kullandı.

Sanık Cenk Gevrekçi’nin avukatı üstelik “zaman aşımı” kararının uygulanmasını murat etti.

Sanık Hamit Sebep’ın avukatı dahi müvekkili üzerine medyada “tetikçi, kıyacı” ifadelerinin kullanılmasının masumiyet karinesine kötülük verdiğini, müvekkilinin atılmış suçların hiçbirini işlemediğini savundu.

Beyanların arkası sıra meydanlık kararını açıklanan murafaa, Anter’in ölümüne ilgili kamu davasının konusunun “insanlığa alın işlenen yanlışlık” olması ve davanın zaman aşımına bağımlı olmaması yönündeki taleplerin sonraki celsede değerlendirileceğini bildirdi.

Mahkeme, duruşmayı 21 Eylül’e erteledi.

Davanın geçmişi

Anter’in ölümü, Miroğlu’nun yaralanmasıyla sonuçlanan saldırıya ilişik dava Diyarbakır’da küşade, düzenlilik gerekçesiyle Ankara’ya nakledilmişti.

İddianamede, eylemi Mahmut Yıldırım’ın planladığı ve yönettiği, Hamit Saika’ın eylemi gerçekleştirdiği, dönemin Jandarma İstihbarat Kadro Başbuğ Vekili Uğraş Gevrekçi’nin ise emri altında kâin Abdülkadir Aygan’ı faillere müzaheret için görevlendirdiği öne sürülüyor.

Sanıkların, “bile bile insan öldürmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapsin yanı sıra “halkı isyana isteklendirme ve yekdiğeri aleyhine silahlandırarak mukateleye (kanlı, vuruşma) heveslendirmek” ve “adam cerh etmek” suçlarından birlikte cezalandırılmaları isteniyor.

Dava görüldüğü tam sanıklardan Mahmut Saika ve Abdülkadir Aygan’ın üstelik beyninde bulunduğu Diyarbakır 1’inci Kısık Ceza Mahkemesi’ndeki 16 sanıklı JİTEM davası ile Elazığ 1’inci Yavaş Ukubet Mahkemesi’nde açılan ve Ayten Öztürk’ün 1992’bile kaybolduktan iki ay bilahare ölü bulunmasına ilgili sevgili birlikte Anter ve Miroğlu ile ilişik davayla birleştirilmişti.

Share: