Literatüre 15 yılda 57 kök ve 2 ana lezzetli su balığını kazandırdılar

Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Akarsu Ürünleri Anne Bilimler Bölümü Başkanı Prof. Dr. Davut Turan öncülüğündeki Türk olgun insanları, serencam 15 yılda Türkiye’deki şekerli sularda canlı 57 cins ve 2 töz balığı literatüre kazandırdı.

Prof. Dr. Turan, AA muhabirine, Türkiye’nin yeryüzü kapsamlı Lezzetli Akarsu Balığı Müzesi’nin Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi bünyesinde 2012 yılında kurulduğunu söyledi.

Müzede 350’si tatlı su balığı almak için 400’e yakın garip bulunduğunu belirten Turan, türlere ilişik tahminî 50 bin söz gelişi kavanozlarda yüzde 4 formaldehit içeren suda saklandığını, su bulanıklaştıkça değiştirildiğini, örnek balıkların bu şekilde 500 ila 1000 sene bozulmadan korunabildiğini anlattı.

Turan, müzede tanımlanmış türlerin yanında çalışmaları devam fail türlerin dahi bulunduğunu, veri dünyasına kazandırılması için çalışmaların bitmeme ettiğini bildirdi.

Turan, biri ecnebi 6 yabanlık takım arkadaşıyla Türkiye’nin bütün akarsularında haddinden fazla kapsamlı örnekleme çalışması yürüttüklerini dile getirerek, talih genelinde 16 alabalık türü, Turcichondrostama ve Paracapoeta sazan cinsleri ile bunlara ilişkin 36 sazan türünü, antrparantez 5 gübürcü balığı türünü tanımlayarak literatüre kazandırdıklarını kaydetti.

Türk veri adamlarının balık türleri üzerindeki araştırmalarının 1990’lı yıllarda başladığını, 2000’li yıllarda çoğalma gösterdiğini aktaran Turan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Türkiye şekerli akarsu balıkları yönünden haddinden fazla varlıklı bir ülke. Avrupa’ya mail tıpkı zenginliği var ama Avrupa araştırmalarını çoktan jandarma. Türk fen adamları 2006 yılından sonra artık bu araştırmaların içerisine girdi. Çok sayıda garip tanımladı. Vakit Kaybetmeden benim ve ekibim 57 soy tanımladı. Antrparantez 2 töz var içerisinde. Bizim tanımladığımız enva Türkiye’deki lezzetli akarsu balıklarının yüzde 14’ünü oluşturmaktadır.”

Turan, Türkiye’nin alabalıklar amacıyla bire bir gestalt gibi olduğuna meni ederek, “Haddinden Fazla sayıda garip var Türkiye’dahi. 2009’dan bu yana 16 kabil tığ tanımladık. 20. yüzyılda dünyanın hiçbir tarafında bu kadar ala türü tanımlanmadı. Anadolu’nun yeni olması dolayısıyla arkadaşlarımla bize nasip oldu. Halen klasman etmediğimiz, incelemediğimiz çeşitler var.” dedi.

“Erzurum ve Ağrı’üstelik tanımladığımız türlerin nesli felaket altında”

Alabalıkların en varlıklı bulunduğu bölgenin Şark Karadeniz olduğunu kaydeden Turan, ” Rize’deki akarsular ve Çoruh Nehri’nde. Fırat Nehri çokça çeşitlilik içerme ediyor ancak Erzurum ve Ağrı’birlikte tanımladığımız türlerin nesli hırs altında. Bununla ilişik emek yapılması gerekiyor. Akdeniz Bölgesi tenevvü açısından varlıklı ama istif yoğunluğu itibarıyla Doğu Karadeniz kadar cıvıl cıvıl değil.” diye niteleyerek konuştu.

Prof. Dr. Turan, ala türlerinin korunması amacıyla değişik tedbirler alınması gerektiğini dile getirerek, şöyle bitmeme etti:

“Şuursuz avlanma riskinin beraberinde yapılar da risk oluşturuyor. Akarsuların tamamını sunma az üç kez ekip halinde dolaştık. Elan önce kadro arkadaşlarımızla aralıklarla gittiğimiz derelerde balık miktarı alçak seviyede azalmış ve namevcut olma tehlikesi olanlar vardı. Gelecekte alabalıklarda birkaç soy takkadak bu müzede görülebilecek. Avlanmanın frenlenmesi, yapılardaki balık geçişlerinin uygun olup olmadığı arama edilmeli. Bunlar yapılırsa ağırlık ortadan kalkar.”

Turan, müzenin Türk balıkçılığına kandil tuttuğunu vurgulayarak, Su Ürünleri Fakültesi içerisindeki müzenin ziyaretçilere berrak olduğunu, yurt dışından de haddinden fazla sayıda kişinin musahabe ettiğini söyledi.

Turan, müzenin bilimsel anlamda tedris görevlileri ve öğrenciler yoluyla da araştırı ve tetkik merkezi yerine kullanıldığını sözlerine ekledi.

Share: