Kesk’ten ‘Bütçe’ Açıklaması: “Akp’li Yıllarda Bütçeler, Toplanan Vergilerin Emekçilere Değil Zenginlere ve Cidal Politikalarına Para Aktarımı Aracına…

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Adam Genel Başkanı Şükran Kablan Yeşil, 17 Ekim’e kadar TBMM’ye sunulacak bütçe kanun teklifine ilişik “AKP’li yıllarda hayata geçirilen bütçeler, kaynakların ve toplanan gelirlerin, vergilerin, üretenlere, emekçilere, halka, sosyal barışa değil vabeste ayrımsız azınlığı oluşturan patronlara, sermayeye, zenginlere, arbede ve uğraş politikalarına aktarma aracına dönüşmüştür” açıklamasını yaptı.

KESK, 17 Ekim’e büyüklüğünde Meclis’e sunulacak bütçe yasa teklifine ait bugün sendika umumi merkezinde “Halktan emekten yana bütçe istiyoruz” antetli basın toplantısı düzenledi. Güzeşte dönemlerdeki bütçe harcamalarına ilgili yemek eden KESK Insan Genel Başkanı Şükran Kablan Yeşil, şunları söyledi:

“KAMU HİZMETLERİNE KADAR HAYATIMIZIN ŞIPŞAK RASTGELE ALANI BÜTÇE İLE BELİRLENMEKTEDİR”

Bütçe sürecine girdiğimiz bu dönemde ülkeden yansıyan tablo, dip aynı sosyal zaruret, kalan yöntemsizlik ve buna karşı çıkan herkesi külfet ile sindirmeye dayalı bire bir yasaklar ülkesi tablosudur. Bu dalavereli tablonun oluşmasında yıllardır kes, kopyala, yapıştır yöntemi ile yapılan ve hayata geçirilen bütçelerin haddinden fazla önemli bir payı vardır.

Çünkü hepimiz biliyoruz ki, bütçeler vakit kaybetmeden bazen rakamlara, bilançolara cetvellere, beceri hesaplamalara yer sunulan metinler değildir. Ödediğimiz vergilerden aldığımız maaşlara-ücretlere, yararlanacağımız kamu hizmetlerine büyüklüğünde hayatımızın bir lahzada temas alanı bütçe ile belirlenmektedir.

“AKP’Lİ YILLARDA TOPLANAN GELİRLERİN, VERGİLERİN EMEKÇİLERE, DEĞİL HUYSUZ BİR AZINLIĞI OLUŞTURAN SERMAYEYE CENK POLİTİKALARINA PARA AKTARIMI ARACINA DÖNÜŞMÜŞTÜR”

Bütçeler tıpkısı ülkede kaynakların, gelirlerin kimlerden toplandığını ve bahis konusu gelir ve kaynakların kimler için kullanılacağını gösteren belgelerdir. Buradan hareketle seçme ülkedeki sistemin kimden veya kimlerden yana olduğunu anlamanın sunu mahdut yolu bütçesine bakmaktır. Kaynaklar, gelir kimlerden toplanıyor, kimlerin faydası üzere kullanılıyor? Temel soru budur. Bu açıdan bakıldığında Türkiye’birlikte bütçelerin her an halktan, emekçilerden daha çok koptuğu ortadadır. Özellikle AKP’li yıllarda hayat geçirilen bütçeler kaynakların ve toplanan gelirlerin, vergilerin, üretenlere, emekçilere, bölüt, içtimai barışa değil vabeste bir azınlığı oluşturan patronlara, sermayeye, zenginlere, arbede ve cidal politikalarına aktarma aracına dönüşmüştür.

AKP iktidarı bütçeleri ile zaman geldiğimiz noktada, halkın, emekçilerin bütçe hakkı ortadan kaldırılmıştır. Avlu pahalılığı ve başıboşluk süreğen benzeri arkaç gelmiştir. Türkiye ‘Minimal Ücretliler Ülkesi’ne dönüştürülmüş, emeğin milli gelirden aldığı behre giderek düşürülmüştür. Kamu hizmetleri alanı piyasalaştırma, özelleştirme, yatırımların kısılması yolu ile gırla daraltılmıştır. Algı adaletsizliği derinleştirilmiştir. Arslan payı sermayeye, patronlara, savunma ve düzenlilik adı altında patırtı ve savaşa ayrılmıştır. Toplumsal cinsiyete duygulu bütçeleme göz ardı edilmiştir. Dinî referanslar ile yönetilen benzeri topluluk düz yazı ika hedefine ayrılan kaynaklar artırılmıştır.

“2002 YILINDA 131 BİN 898 DOLAR OLAN DIŞ TAKANAK STOKU SEKİZ SENEDE YAKLAŞIK İKİ BUÇUK MEZUNIYET ARTARAK 308 BİN 177 DOLARA ÇIKMIŞTIR”

Cümle bunlara karşın bizzat Cumhur Reisi ‘gelişmiş ülkelerde marketlerin raflar boş, bizde dolu’ demeye devam etmektedir. Zaman Türkiye’üstelik market raflar tıka basa doludur. Fakat halkın cepleri boşaltılmıştır. Yıllardır ayn bakarak bakarak hayata geçirilen politikalar sonucunda devletin kasası da boşalmıştır. 2002 yılında 131 bin 898 dolar olan aut namus borcu stoku sekiz senede yaklaşık iki buçuk mezuniyet artarak 308 bin 177 dolara çıkmıştır. Açıklayan son rakamlara göre 2022 yılının ikinci çeyreği fiktif ile 444 bin 392 dolara ulaşmıştır.

Her alanda dışarıya tabi soylu erki modelin ülkeyi getirdiği yer TL’nin pula dönmesidir. Şimdilerde ‘neo mutat tutum düşüncesinden epistemolojik ayrımsız kopuşu’ ile pop ayla mevrut Kaynak ve Maliye Bakanı geçtiğimiz yılın sonuç günlerinde ‘Benzeri uyuyun, altı ay bilahare uyanın, Türkiye’üstelik çok farklı noktalara gideceğiz’ diyordu.

Gerçekten haddinden fazla değişik noktalara gittik! O aktarılma yüzdelik 36,08 olan TÜİK enflasyonu altı kamer bilahare yüzde 78,62’ye bugün yüzdelik 83,45’e tırmanmıştır. O bölüm 11,83 TL olan 1 dolar şeş ay sonradan 16,62 TL’ye, zaman 18,60 TL’ye çıktı. Tedavüldeki yeryüzü bulunmaz banknotumuz olan 200 TL 1 Sülale 2009 tarihinde piyasaya sürülmüştür. O tarihte 1 dolar 1,53 TL’ye kıymet gelirken bugün1 dolar 18,60 TL’dir. 2009 yılı başında 131 dolar alınan 200 TL ile bugün 11 dolar birlikte değil, 10 dolar 75 sent alınabilmektedir.

“SAĞLIK BAKANLIĞI BÜTÇELERİ İSE KİRALAMA VEYA HİZMET BEDELİ ALÇAK ALTINDA ŞEHİR HASTANELERİNE TÖZ AKTARILAN BÜTÇELERE DÖNÜŞTÜRÜLMÜŞTÜR”

Bugüne kadar AKP aracılığıyla yapılan bilcümle bütçeler kamuoyuna ‘bildirme toplumsal bütçe, eğitime, sağlığa sunu çok pay ayrılan bütçe’ vb. iddialarla sunulmuştur. Oysaki ‘dönüşüm’, ıslah gibi cilalı kavramlarla kamu alanı zamanla elan aşkın piyasaya açılmıştır. Halkın birikiminin ürünü Kamu İktisadi Teşebbüsleri ölü fiyatına satılmıştır. AKP döneminde özelleştirmelerle elde edilen 64 Bilyon TL beton ekonomisine gömülmüştür.

Amme Özel İş birliği projeleri ile yapılan site hastanelerinin, çekicilik limanlarının, öğün, köprü ve tünellerin müteahhitlerine, muhammes çeteye bu halkın cebinden hazne garantisi verilmiştir. Milli gelirden kamu hizmetlerine ayrılan nasip düşürülmüş, buna rağmen bakanlık bütçelerinin yüzdelik 80ni aşan personel maaşı ve SKG gideri kadar zorunlu harcamalar ‘kamu hizmetine’ ayrılan bütçe büyüklüğü gibi gösterilmiştir.

Örneğin 2021 yılında Milli Yetişek Bakanlığı’na (MEB) ayrılan 189 milyar 11 milyon TL tutarındaki bütçenin yüzdelik 81’ini personele yapılan zorunlu harcamalar oluşturmuştur.  De 2001 yılında eğitim bilimi yatırımlarına ayrılan pay yüzde 17,18 iken 2021 yılında yüzdelik 8’birlikte kalmıştır.

Milli Terbiye Bakanlığı bütçesinin milli dirimsel içindeki payı 2020 yılında yüzdelik 0,80 iken 2021 yılında yüzdelik 0,73’e düşmüştür. Merkezi hile bütçesi içindeki payı ise yüzde 3,37’den yüzde 3,30’a düşmüştür. Buna rağmen ‘bütçede arslan payı eğitime ayrıldı’ nutukları atılmıştır. Keyif Bakanlığı bütçeleri ise kiralama yahut hizmet bedeli adı altında site hastanelerine kök dökme bütçelere dönüştürülmüştür.

“AMME EMEKÇİLERİNİN HEMEN DERHÂL TAMAMI YÜZDE 27 ORANLI 3. VERGİ DİLİMİNE GİRMİŞTİR. BUNUN TEK BİR HAIN VARDIR. O DA DİLİM DİLİM SOYGUNDUR”

Tıpkısı bambaşka adaletsizlik dolaylı ve bilavasıta vergilerin bütün rüsum içindeki oranında yaşanmaktadır. Adil bire bir kazanç sisteminin az ya da çok geçerli olduğu ülkelerde toplam vergilerin yüzdelik 70’i kazançtan-gelirden alınan dolaysız vergilerden yüzde 30’u ise tüketimden alınan dolaylı vergilerden oluşmaktadır.

Türkiye’bile bu oranlar tam tersinedir. Yani benzeri multi milyarderin de tıpkı minimum ücretlinin üstelik istihlak yaparken ödediği KDV, ÖTV, Nitelik Vergisi gibi bilvasıta vergilerin bütün kazanç gelirleri içindeki payı yüzdelik 70 civarındadır. Buna rağmen sağlık vergisi, kurumlar vergisi, kalıtım ve irfan vergisi kabilinden kazançtan alınan dolaysız vergilerin toplam rüsum içindeki payı yüzde 30’dur.

Toplanan seçme 100 TL verginin sayı farkı 20 TL’si dirimlik vergisidir. Amma bu 20 TL’nin 15 TL’si maaşından, ücretinden kaynakta kesilen bordro mahkumlarının yani işçilerin ve amme emekçilerinin cebinden çıkmaktadır. Geriye artan 5 TL ise zaman fiktif ile sayısı 4 milyonu aşan almanak dirimsel vergisi beyannamesi veren mükellefler eliyle ödenmektedir. Bunların beyninde on binlerce özlük şirketi birlikte bulunmaktadır.

Sağlık Vergisi Kanunu’na bakarak söz konusu tarifenin belirlenmesinde ilk teşrin ayında tıpkı önceki yılın tıpkı dönemine bakarak Ev İçi Müstahsil Eşit Endeksi’nde (Yİ-ÜFE) meydana mevrut ortalama bedel artış oranının yani Baştan Değerleme Oranı referans alındığı söylenmektedir. Ancak 2018 yılına büyüklüğünde Bakanlar Kurulu’na daha sonrasında Cumhurbaşkanı’na sağlık vergisi epizot tutarlarını Baştan Valüasyon oranlarının altında ve üstünde tayin yetkisi verilmiştir.  Hesap edileceği amacıyla bu izin bilcümle ücretlilerin aleyhine olacak şekilde isabet, sağlık vergisi şerha tutarları Yeniden Valüasyon oranlarının altında tutulmuştur.

Rüşvet uzmanı Şair Bingöl tarafından yapılan çalışma baştan valüasyon oranlarına birebir uyulması durumunda 2001 yılında 2 bin 800 TL olan önceki idrak tike tutarının 2022 Ev ayı fiktif ile 81 bin 689 TL olacağını göstermektedir.  Oysa zaman söz konusu miktar 32 bin TL’dir. Bugün ikinci tike tutarı da 70 bin TL’birlikte kalmıştır. Birlik bunlar yetmezmiş kadar yaşanan sahn pahalılığı sonucunda amme emekçilerinin maaşlarında temmuz ayında TÜİK enflasyonu pozitif dolgun sözleşme zammı ile yüzde 40 bindirim geçmek zorunda kalınmıştır. Asgari ücrete ise tahminî yüzdelik 30 zam yapılmıştır. Buna rağmen Dirimlik Vergisi Tarifesi dilim tutarları durumunda kalık, yüzdelik 40 artışla 98 bin TL olması gereken 2. Şerha tutarı hala 70 bin TL’dahi tutulduğu için kamu emekçilerinin hizli hizli hemencek hacısı hocası yüzdelik 27 düzgün 3. Kazanç dilimine girmiştir. Bunun bir tane tıpkısı adı vardır. O üstelik epizot tike soygundur.

“KIRAT KORUMALI MEVDUAT’IN (KKM) BÜTÇEYE MALİYETİ AĞUSTOS SONU İTİBARİ İLE 75,6 MİLYAR TL OLMUŞTUR”

Bütçelerden sermayeye dökme kaynaklar kazanç harcaması, bağan idrak ya dahi tek rüşvet ödememe ile vabeste değildir. 2021 bütçesinde patronlara destek amacıyla ayrılan hisse 2022 yılında yüzdelik 36 artırılarak 68,9 milyar TL’ye çıkarılmıştır. De bu rakama İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşılanan ve yıllardır sürdürülen sigorta prim destekleri karışma değildir.

Tekrar ‘cebimizden beş kuruş ödemeyeceğiz’ denilerek yıllardır bakım kayran almayan ayrımı bile yapmadan toplumun ‘garantili’ kamburuna dönüşen projeler aracılığı ile taraftar müteahhitlere milyarlar akıtılmaktadır. Kamu Özel İş birliği (KÖİ) adı altında yürütülen ‘müşteri garantili’ projelere 2019 bütçesinde 9,7 Bilyon TL, 2020 bütçesinde 18,9 milyar TL, 2021 bütçesinde 34,5 bilyon liralık ayrılmıştır. 2022 bütçesinden ayrılan tutarın 42 Milyar TL ayrılması beklenirken döviz kurundaki çoğalma soncunda bahis konusu cirim şimdiden aşılmıştır.

Yine 2022 yılı başında bütçede ödeneği yoksuz Kur Korumalı Yatırım (KKM) üzere Haziran 2022’da çıkarılan ilişik bütçe ile 40 milyar liralık ivaz ayrılmıştır. Buna karşın Hazne ve Maliye Bakanlığı’nın açıkladığı akıbet bütçe verilerine göre Kirat Korumalı Tevdiat’ın (KKM) bütçeye maliyeti ağustos sonu fiktif ile 75,6 bilyon TL olmuştur.

“2022 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUN TEKLİFİ’NDE DEFANS VE GÜVENLİĞE AYRILAN BÜTÇE YÜZDE 30 ARTARAK, 181 MİLYAR TL YERINE BELİRLENMİŞTİR”

Türkiye’de bütçelerdeki kara deliklerden birisi üstelik defans ve düzenlilik harcamaları adı altında silahlanmaya, çatışma ve savaşlara ayrılan kaynaklardır. bahis konusu yağız kodes Suriye’den, Libya’ya, Afrika’evet uzanan emperyal arayışlara, Kürt sorununda benimsenen çözümsüzlük politikalarına, iç ve aut politikada izlenen gerginlik stratejisine koşut adina büyümeye devam etmiştir.

Türkiye, yıllardır erdemli savunma ve asayiş harcamaları açısından dünyada geçmiş on mutluluk süresince yer almaktadır. 2017-2021 yılları beyninde iki intaç kalan defans ve düzenlilik harcamaları 2021 yılı itibari ile 140 milyar TL’ye ulaşmıştır. Üstelik bu tutara Defans Sanayi Destekleme Fonu, Cumhurbaşkanlığı’na mecbur pinhan ve yedek ödenekler, bağırsak ve aut güvenliğe ilgili bazen kalemler ve kayıtlara geçmeyen ‘gizli harcamalar’ dahil değildir.

En son 2022 yılı başında tıpkısı esbak yıla göre yüzde 30 artışla 182 bilyon TL olan defans ve asayiş bütçesi temmuzda yapılan melfuf bütçe ile 220 bilyon TL’yi aşmıştır.  Savunma ve asayiş harcamalarının son dört yıl ortamında iki kattan çok artarak 2021 fiktif ile 140 bilyon TL’ye ulaşmıştır.  2022 Yılı Merkezi Idare Bütçe Yasa Teklifi’nde defans ve güvenliğe ayrılan bütçe yüzde 30 artarak, 181 bilyon TL adina belirlenmiştir.

“BÜTÇE SÜREÇLERİNDE TOPLUMSAL CİNSİYETE DUYARLI BÜTÇELEME NAMEVCUT SAYILARAK KADINLAR İŞTE, EVDE, SOKAKTA İKİNCİ SINIF VATANDAŞ HALİNE GETİRİLMİŞTİR”

Kadınlar açısından başta işgücüne, istihdama katılma eşitsizliği atılmak amacıyla bulunan olan eşitsizlikler artmıştır. Pandemi sürecinde yeryüzü fazla yoksullaşan, istihdamdan koparılan aylak artan, elan fazla ücretsiz ocak içi mesai ve hizmet emeği düşürmek zorunda bırakılan gene kadınlar olmuştur. Buna karşın bütçe süreçlerinde toplumsal cinsiyete duyar bütçeleme namevcut sayılarak kadınlar aha, evde, sokakta hor vatandaş haline getirilmiştir. Avrat emeği güvencesiz, bağan ücretli, elastik, kaidesiz istihdamın kaldıracı yapılmıştır.

AKP bütçelerinde nesep aslan payının koca ortaklarından birisi ise toplumu, özellikle gençleri mevcut rejime düzenli arkaç getirme üzerine açık oturum nüfuz gözetiminde gittikçe vazgeçilemez bire bir ideolojik aygıta dönüşen Ilmek İşleri Başkanlığı olmuştur.

2021 yılı bütçesinden 12,9 milyar TL ayrılan Din İşleri Başkanlığı’nın bütçesi 2022’da 3,2 milyarlık artışla 16,1 bilyon TL adina belirlenmiştir. Bu tutar ilişik bütçe ile 1,1 bilyon TL artırılarak 17,2 milyara çıkarılmıştır. Ilmek bütçesi bu tutarla İçişleri Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı bile dahil tevessül etmek için yedi bakanlığın bütçesini aşmıştır.”

Share: