Iyi kolundan kimyasal tedavi gördü, sol koluyla yazmaya bitmeme etti

Elazığ’da 12 yaşında yakalandığı lösemiyi 10 yıllık mücadelenin ardından yenen 36 yaşındaki Ramazan Öner, amansız hastalık hastalığı, Elazığ depremi ve güneş tacı virüs sürecinde esasen geçenleri laf aldığı 3 kitap yazdı.

Elazığ’da hayatiyetli ve 12 yaşında lösemi hastalığına yakalandığı zamanlarda sayrılarevi ranzalarında yazdıklarını günce markajcı Ramazan Öner, şimdilerde 3’üncü kitabını çıkarmanın heyecanını yaşıyor. Âdeta yaşlarda lösemi hastalığına yakalanan ve 10 yıllık mücadelenin ardından sağlığına mülaki 36 yaşındaki Öner, sırasıyla ‘Selam Gitmek’, ‘Kayıp İlanı’ ve ‘ Şişman Hareket Kaybolan Umutlar’ kitabını gücük sürede tamamladı. Hayatı filmlere konu olacak olan, özellikle kimyasal tedavi gördüğü yıllarda yazdığı yazıları okuyucularla buluşturan gailesiz yazarın azmi ise benzeri çok kişiye sabah yeli verecek nitelikte.

“Parçalanmamış sıkıntılarımı kaleme kabul etmek istedim”

Pusula çeper serüvenini anlatan Öner, “Hayatım süresince yaşadığım mecmu sıkıntıları kaleme aldım yapmak istedim. Zira yazdığım ant sıkıntılardan kurtulabileceğimi düşündüm. Yer şişman imtihanım elan 12 yaşındayken amansız hastalık yani lösemi hastasıyken başladı. Sağ kolumdan kemoterapi tedavisi görürken, sol kolumla yazmaya bitmeme ettim. O yıllarda ‘Merhaba Varagelmek’ adlı kitabımı yazdım. Zira biliyordum yazarlık sevgimden ekolojik ortam hastalık yıllarımda birlikte olsa kitaplarımı bap laf içeriğini hazırlıyordum. Allah’tan mevrut bu derdi tıpkısı köle namına aldığım derslerle alay malay romana dönüştürdüm. Selam Aylamak kitabımı hayata yeniden selam diyen bire bir çocuğun düşüncesi yerine ortaya çıkardım. Gelişigüzel sayfada kendimi ve mücadelemi anlattım. Biliyordum beni görenler, belki da bu kitaplarımı okuyanlar ayrımsız umut bulacak ve hayata merhaba diyecekti” dedi.

“Ateşler içindeyken ‘Kayıp İlanı’ kitabını yazdım”

Başından sabık büyük olayları kitaplaştırdığını dile getiren Öner, “Henüz sonraki yıllarda Türkiye’nin üstelik başına musallat olan ve tamam dünyayı kasıp kavuran bire bir kovid hastalığı başladı. Maalesef, Elazığ’da korona virüs hastalığına yakalananlardan biriyim. Bu süreçte evde 14 günce dokunaklı ayrımsız imtihana bağımlı tutuldum. Şeker, diyabet ve bire bir zamanda kan kanseri hastasıydım ve hastalığımın nüksetme ihtimali vardı. Ben ateşler içerisinde yanarken tıpkı yandan üstelik kucağıma aldığım bilgisayarımla ‘Kayıp İlanı’ romanımı yazmaya başladım. Yazarlık benim amacıyla bir narkoz etkisi acıları bana hissettirmiyor. Ego bu yaşadıklarımı insanlara yaşıt olsun diye anlatıyorum. Çünkü avlu temas şeye gebe değme cins güçlük, insanın başına gelebilir. 3’üncü kitabımda bile Elazığ depremi bahis aldım. O ant tüm Türkiye’nin seferber olduğu tıpkısı hareket yaşadık. Burada de korkularımı kaleme döktüm. Elazığ’ın depremini romanlaştıran ihtimal birlikte kişi oldum. Iri Zelzele Kaybolan Umutlar, Elazığ depremini anlatan geçmiş romanlardan birisi. Kitapta şunları anlattım, o zaman şişman güçlükler yaşamıştık burada birliktelik, beraberlik duygusu çokça önemliydi. Umum Türkiye’üstelik oluşan kardeşlik duygusunu anlattım. Ego 3 romanımı da 3 elem günümde yazmış bulunmaktayım ama bu anlamda mutluyum” diye konuştu. – ELAZIĞ

Share: