BARAJ GÖLLERİNDEKİ KİRLİLİĞE PANDEMİYLE HİJYENİK ATIKLAR DAHI EKLENDİ

TRABZON Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü’nce Artvin’da Borçka ve Murgul baraj gölleri ile Murgul Çayı’nda 5 yıl sürdürülen pislik araştırması sonuçlarına bakarak, doğada genişlik çok görülen plastik, uyuşturucu ve içki kabil atıkların arasına pandemiyle faziletkâr oranda peçe, ellik ve dezenfektan kutuları kadar hijyenik atıkların de eklendiği belirlendi. Doç. Dr. Koray Özşeker, ‘Bu atıklar doğada bulunmayan olan malzemeler değil, sürekli hayatımızın aynı parçası. Bundan 500 yıl sonradan dahi etkilerini çok aşkın şekilde göreceğiz’ dedi.

KTÜ Sürmene Bahir Bilimleri Fakültesi’nce planlı ‘Karadeniz Ekosistemini Korumak İçin Içtimai Farkındalığı Artırarak Bahir Çöplerini Kısıntı LitOUTer’ projesi kapsamında Trabzon’dahi sempozyum düzenlendi. Türkiye’nin yanı sıra Gürcistan, Romanya ve Bulgaristan’dan temsilcilerin da katıldığı sempozyumda Karadeniz’deki kirlilikle ilgilendiren yapılan araştırmaların sonuçları açıklandı. KTÜ Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü’nce Artvin’üstelik Borçka ve Murgul baraj gölleri ile Murgul Çayı’nda 5 sene sürdürülen kirlilik araştırması sonuçlarına göre, doğada yeryüzü yüksek oranda plastik, eroin, nesiç, sırça, kağıt, hıfzıssıhha, tıbbi ve ahşap türevli atıklar bulunduğu belirlendi. Doğaya karışmış yüzdelik 88’e varan oranda plastik türevli atıkların listede ilk tam düz aldığı araştırmada, bunların arasına Covid-19 pandemisiyle gelişigüzel faziletli oranda maske, eldiven ve dezenfektan kutuları üzere hijyenik atıkların eklendiği belirlendi.

‘HİJYENİK ATIKLAR DOĞAYA HADDINDEN FAZLA ÇOK BIRAKILDI’

Artvin’deki Borçka ve Murgul baraj göllerini kalpsiz atık kirliliği açısından 6 istasyonda 5 yıldır strateji ettiklerini söyleyen, Bahir Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü’nde görevli Doç. Dr. Koray Özşeker, ‘2019 yılında Covid-19 pandemisini yaşadık. O dönemde insanlar evlerinin içerisine tıkılıp kaldılar. Rahatlamayla bu arada cümle kırsal alanlara, göl ve deniz kenarlarına kaçmaya başladı ve etkilerini çok aşkın gördük. Bu dönemdeki sonuçlara baktığımızda Covid-19’a kapalı bir tane kullanımlık peçe, dezenfektan şişeleri, eldiven gibi esenlik malzemelerinin doğaya çok fazla şekilde bırakıldığını gördük’ dedi.

‘500 YIL BILAHARE BİLE ETKİLERİ GÖRÜLECEK’

Covid-19 salgını öncesi ‘tıbbi ve hijyenik atılmış’ olarak tanmlanan peçe ve ellik kabil atıklarla karşılaşmadıklarını tamlayan Doç. Dr. Özşeker, ‘Pandemi döneminden ilk yaptığımız çalışmalarda maske ve dezenfektan kutusuna hiç rastlamadık. Genişlik çok rastladığımız acımasız atık türü plastik, metal ve cam malzemeyken, Covid-19 salgınıyla bu arada temiz malzemelerin doğada çok çok görüldüğünü ve merhametsiz atılmış sınıfı içerisinde düzlük aldığını ortaya koyduk. Aynı cirim azalma olsa dahi hala etkilerini günümüzde de yaptığımız çalışmalarda doğada görüyoruz. Bu atıklar doğada namevcut olan malzemeler değil, daim hayatımızın ayrımsız parçası. Bundan 500 yıl sonra birlikte etkilerini haddinden fazla aşkın şekilde göreceğiz. Covid-19 döneminde peçe, dezenfektan, ellik kabilinden atıkları bertaraf etmemiz gerekirdi. Virüsten sığınmak üzere kullandığımız malzemeleri doğaya bırakarak bambaşka insanlara bulaşmasını hızlandırıyoruz. Özellikle Karadeniz Bölgesi’nin çöz kesimlerindeki illerimizin içmece suyu kaynaklarını akarsular ve göl üzere sulak alanlar yapılanma ediyor. Buralarda zalimce atılan ne kadar fazla olursa bunlar bire bir şekilde soframızı ve sağlığımızı etkileyecek unsurlar adına hücre çarpıyor’ diye niteleyerek konuştu.

Share: